tr
  • Öğretmen ol
  • Bir öğretmen bul

Cadılar Bayramı yani “Halloween”, kendinizden başka biri gibi davranabileceğiniz tek özel gündür. Bir hayalet, sevdiğiniz filmlerden bir karakter, bir kitap, hatta bir ev eşyası gibi giyinebilirsiniz. Bu özel günde olasılıklar sonsuzdur. Bu festivalde, Ekim ayının son günü, küçük çocuklar ve gençler mahallede kapı kapı dolaşarak komşulara “trick or treat” yani “şeker mi şaka mı” diye sorarak şeker ve bahşiş toplarlar.

Günümüzde birçok festival ya da bayram bir grup insan arasında başlayan bir geleneğe dayanmaktadır ve Cadılar Bayramı için de durum farklı değildir. Bu festival de Hıristiyanlar tarafından benimsenmeden çok önce Keltlerin özgün kültürünün bir parçasıydı. Zamanla bu etkinlik yeniden adlandırıldı ve bu olaya özgü benzersiz kelimeler ve deyimler ile günümüzde şenlikli halini aldı. Bu etkinlik ve onun ürkütücü sözlerinin kökeni hakkında bilgi edinmek ister misiniz? O halde doğru sayfadasınız.

Tüm hikaye Keltlerle başlıyor

Keltler, 2000 yıl önce Orta Avrupa’da yaşamış, benzer dini inançları, kültürü, dili ve gelenekleri paylaşan bir kabileler topluluğuydu. Kelt geleneğinin bir parçası olarak yeni yıl, modern takvime göre 1 Kasım’a denk gelen kışın başlangıcında kutlanmaktaydı. Bu festivale Samhain adı verilirdi ve sıcak yazdan kışa geçiş için ayinler düzenlenirdi.

Keltler, kış mevsimini mahsüllerin ve insanların ölümü nedeniyle canlıların ve ölülerin arasındaki ayrımın bozulması ve bunun da hayaletlerin dünyaya girmesine neden olması ile ilişkilendirilerdi.  İnsanlar aynı zamanda yiyecek olarak dünyanın sağladığı şeylere bağımlıydılar, bu nedenle kışla birlikte Yeni Yıla ilişkin tahminleri alma zamanının geldiğine inanıyorlardı.

Bu törenlerde büyük, kutsal şenlik ateşleri yakarlar, mahsulleri ve hayvanları Kelt tanrılarına sunmak üzere getirirlerdi. Festival boyunca hayvan derisinden ve başından yapılan kostümler giyerlerdi. Cadılar Bayramı’nda kostüm giyme geleneği buradan gelmektedir. Peki bu festival Samhain’den Cadılar Bayramı’na yani Halloween’a nasıl evrildi? İşte bu bizi Roma’nın Azizler Yortusu’na götürüyor.

Azizler Yortusu

Romalıların Samhain adlı Kelt Kış festivali üzerinde dönüştürücü bir etkisi vardı ve her şey bir tapınağın bu işe adanmasıyla başladı. Papa 14. Boniface, 13 Mayıs 609’da Roma’daki tapınağı İncil’in dünyanın dört bir yanına duyurulması için ödedikleri fedakarlığa bir karşılık olarak tüm Hıristiyan azizlerini onurlandırmak için adadı. Bu adak Batı Kilisesi’nde Tüm Şehitler Günü “All Martyrs Day” olarak kutlandı. Birkaç yıl sonra Tüm Şehitler Günü, İncil’in tüm şehitlerini ve azizlerini kapsayacak şekilde genişletildi. Festivalin adı Papa 3. Gregory tarafından Azizler Günü olarak değiştirildi ve tarih 1 Kasım olarak belirlendi.

Bu yeni bayram Samhain ile aynı amacı paylaşmıyordu. Yine de kutlama benzerdi; insanlar hayvan başları ve derileri takmak yerine melek, aziz veya şeytan gibi giyiniyor, büyük şenlik ateşleri yakıyor ve kutlama için geçit törenleri düzenliyorlardı.

Tüm Azizler Günü, Roma İmparatorluğu’nun Kelt topraklarının çoğunu fethetmesiyle birlikte Romalılar ve Keltler tarafından kutlanan bir bayram haline geldi. İnsanlar genellikle Halloween yani Cadılar Bayramı tabirinin nereden geldiğini merak ederler. Açıklamak gerekirse bu festivale başlangıçta Azizler Yortusu anlamına gelen “Alholowmesse” adı verimiştir. Kutlamadan önceki geceye Keltler Samhain gecesi diyordu ve bu gecenin adı daha sonra “All-Hallows Eve” olarak değiştirildi ve yıllar geçtikçe Halloween’e dönüştü.

Günümüzde Cadılar Bayramı

18. yüzyıla gelindiğinde, Cadılar Bayramı kutlamaları özellikle İngiltere’de o kadar popüler değildi, ancak Amerika’da Cadılar Bayramı’nın farklı bir versiyonunu yaratmayı başaran bazı Avrupalı ​​etnik gruplar ve Amerikan Kızılderilileri ortaya çıktı. İnsanlar yılın hasadını kutlamak için komşularıyla partiler düzenleyerek, ölülerle ilgili hikayeler paylaşarak ve genellikle şarkı söyleyip dans ederek birbirlerine gelecekte yaşayacakları olayları söyleyerek bir araya geliyorlardı. 19. yüzyıla gelindiğinde festival hâlâ yaygın değildi ancak ülkelerindeki kıtlıktan kaçan milyonlarca İrlandalının göç etmesiyle bu durum değişecekti.

Amerikalılar çok geçmeden Cadılar Bayramı’nı kutlamak için Romalılar gibi kostümler giymeye başladılar ve ayrıca bir evden diğerine gidip komşularından yiyecek veya para istediler ve daha sonra bunu şekere dönüştüler. “Trick and treat” yani şeker mi şaka mı tabiri de buradan gelmektedir. Bununla birlikte, 1800’lerin sonlarında, Cadılar Bayramı’nı ruhlara ve büyücülük faaliyetlerine odaklanan bir etkinlik olmak yerine diğer insanlarla bir araya gelmeye vesile olan bir faaliyet haline dönüştürmek için bir çaba doğdu. Bu, yetişkinlerin ve çocukların, şakalara, hayaletlere ve büyücülüğe odaklanmak yerine oyunlarla, yemeklerle ve kostümlerle bayramı kutlamasını getirdi.

Daha fazlasını öğrenmek ister misiniz? LiveXP'de yeni diller öğrenmeye başlayın!

Cadılar Bayramı kelimeleri ve kökenleri

Her ne kadar Cadılar Bayramı komşular ve aile üyeleri arasında bir etkinlik olacak şekilde evrildiyse de insanların şaka yapmasını ve korkutucu konseptler kullanmasını engelleyemediler. Böylece şakalar,  hayalet ya da yaratık kostümleri giyme geleneği devam etti ve Cadılar Bayramı ile ilgili birçok yeni kelime türedi. İşte Cadılar Bayramında kullanılan bazı ürkütücü sözcükler ve kökenleri.

Haunt

“Haunt”, Eski Fransızca kökenli bir kelime olup, anlamı “sık sık ziyaret etmek” anlamına gelen “hanter”dan gelmektedir. Genellikle bu dünyada kalan ve ev, okul, hatta köprü gibi belirli bir yerde ikamet eden ve yalnızca geceleri ortaya çıkan bir hayalet veya ruhu ifade eder. Ve Cadılar Bayramı, korkutucu olan her şeye adanan bir festival olduğu için, sözlüğe eklenmesi şaşırtıcı olmasa gerek. “Haunt” (Perili) kelimesi, ölülerin ruhundan etkilendiği söylenen perili ev temaları üreterek birçok farklı ortamda kullanılmaktadır.

Boo!

Bir hayaletin ya da sizi korkutmaya çalışan herhangi birinin bağırarak söyleyeceği ilk kelime büyük ihtimalle “boo!” olacaktır. Hayaletlerin insanlara musallat olurken bir sloganı olması çok saçma ancak zaman ve medya bize onların da bunu yapabileceğini kabul etmemizi sağladı ve “boo” en az korkunç olan seçimdir. Bu ürkütücü kelimenin kökeni o kadar eskiye dayanıyor ki, etimologlar bu kelimenin ne zaman icat edildiğini bulmakta zorlanıyorlar; bu kelimenin izini Antik Yunancada “yüksek sesle ağlamak” anlamına gelen “boaein” kelimesine dayandırmaya çalışsalar da bu uzun bir zaman aldı. 15. yüzyıla kadar uzanan metinlerde “Boo” kelimesine rastlanıyor ve “bo” ya da “boh” olarak yazılıyordu ancak 19. yüzyılda kelime yeni bir yazılış kazandı ve anlam değişikliğine uğradı.

Monster

Bazıları, korkunç niteliklere sahip bir yaratığı canavar olarak tanımlayabilir; ancak bu kelime kötü bir alamet olarak yaratıldı. Canavar kelimesi, deforme olmuş bir yaratığı tanımlamak için kullanılan Latince MONSTERUM kelimesinden türeyen Fransızca MONSTER kelimesinden türetilmiştir. Latince’de kullanılmadan önce, canavarın en eski anlamı “kötü alamet”ti; bu, anormal hayvanların bacak veya göz gibi vücut parçalarının eksik olması anlamına geliyordu. 14. yüzyılda canavar, hikayelerde efsanevi bir yaratığa atıfta bulunmak için kullanılıyordu ve canavarın kötü insanları tanımlayan bir kelime haline gelmesi ancak 1550’lerde gerçekleşti.

Jack-O-Lantern

Balkabaklarının korkutucu yüzleri olmadan festival tamamlanmayacağından, balkabağından fenerler Cadılar Bayramı’nın popüler ve çarpıcı sembollerindendir. Sebzelere korkutucu yüzler oyma geleneğinin, kötü ruhları korkutmanın bir yolu olarak başladığı söylenir ancak bu, balkabağından fenerin tarihini çevreleyen birçok folklorik unsurdan sadece bir tanesidir.

Cadılar Bayramı dilinin kökeni, Jack-o-lantern teriminin sokaklarda devriye gezerken elinde bir fener taşıyan gece bekçisini ifade ettiği 17. yüzyıl Britanya’sına dayanır. 19. yüzyıla gelindiğinde Jack-o-lantern’lar, bekçi lambasından oldukça farklı bir şeyle biliniyordu. Çocuklar insanları korkutmak için lalelere yüzler oymaya başlamışlardı; bunlar çok popüler oldu ve Jack-o-lantern olarak adlandırıldı ve çok geçmeden lalelerden balkabağına bir geçiş yaşandı.

Spooky

Spooky kelimesinin kökeni Hollandaca hayalet anlamına gelen kelimedir ve İngilizce’de ilk kez 19. yüzyılda kullanılmıştır. Sadece birkaç on yıl içinde pek çok biçime dönüştü; korkutmak, korkutulmak ve ürkütücü olmak fiili gibi... Kelime çok geçmeden siyah insanları tanımlamak için kullanıldı ve ilk olarak siyah Ordu pilotlarına “Spookwaffe” denilmesi ve waffe’nin silah anlamına gelen Almanca bir kelime oldması Tuskegee Enstitüsü’nde başladı. Ordudan edebiyata kadar spooky, yavaş yavaş siyahi insanlar için kullanılan bir terim haline geliyordu ama insanlardan, özellikle de siyahi topluluktan pek fazla ilgi görmüyordu. “Spooky” artık siyah insanlar için kullanılan bir terim değil; artık korkutucu durumlara veya nesnelere gönderme yaptığı için yeni bir anlam buldu.

Sonuç

Cadılar Bayramı, aile ve arkadaşlarla geçirilecek, fenerlerden hayaletlere, canavarlara ve cadılara kadar tezahürat ve korkuların yayıldığı bir zamandır; festival, ürkütücü sözler, temalar ve zengin bir tarihle doludur. En korkunç festivallerden birinin tarihini öğrenmek, Cadılar Bayramı dilini anlamanıza yardımcı olacaktır. Ürkütücü kelimelerin kökenini inceleyerek kostümünüz için ilham kaynağı bulabilir veya kutlama için büyük bir şaka yapabilirsiniz.

İngilizce