tr
  • Öğretmen ol
  • Bir öğretmen bul

İngilizce konuşanlar bileceklerdir ki herhangi bir konu üzerinde konuşurken çok farklı yöntemler kullanabilir ve ifade kalıplarından yararlanabilirsiniz. Çünkü İngilizce kelime dağarcığı, deyim ve atasözleri açısından oldukça zengin bir dildir. Konu sevgi ve aşk olduğunda kendinizi ifade etme yolları neredeyse sınırsızdır. Böylesi zengin bir dilde duygularınızı ifade etmek için İngilizce sevgi ve aşk atasözlerinden mutlaka yararlanmalısınız.

İngilizce’de aşk ve sevgi ile ilgili çok sayıda duygusal ifade ve kalıp vardır. Bunları kullanarak karşıdaki kişiye duygularınızı etkili bir şekilde ifade edebilirsiniz. Ailenize duyduğunuz sevgiden tutun en kuvvetli aşk duygularına oradan platonik aşklara kadar sevginin her şeklini yüzlerce farklı deyim ile ifade edebilirsiniz.

İngilizce öğreniyorsanız, ya da anadiliniz İngilizce ama aşk atasözlerinde ustalaşarak dildeki yeterliliğinizi geliştirmek istiyorsanız tam olarak ihtiyacınız olanı size sunuyoruz. Bu yazımız, aşkla ilgili atasözleri ve bunların doğru ve etkili kullanımı konusunda size rehberlik edecek.

Ancak aşk atasözleri hakkında konuşmaya başlamadan önce atasözlerinin genel olarak ne olduğuna ve İngilizcede neden bu kadar önemli olduğuna dair kısa bir genel bakış sunacağız.

Atasözü nedir?

Atasözleri, yaygın olarak bilinen bir gerçeği anlatan kısa ve özlü sözlerdir. İngilizce dilinde sağlam bir yere sahiptirler. Her ne kadar diğer sözcük türleri (isimler, zamirler, zarflar vb.) kadar sık kullanılmasalar da ifade kabiliyetleri nedeniyle çok büyük öneme sahiptirler. Atasözleri İngilizce gibi diğer tüm dillerde de bulunur ve pekçok farklı amaç için kullanılır. Dahası her dilin aynı şeyi ifade eden kendi atasözleri vardır. Böylece İngilizce’deki bir atasözünü kendi dilinize çevirirken doğrudan karşılığı olan ifadeyi kolayca kullanabilirsiniz.

Atasözlerinin kökenleri

Atasözlerinin kökenleri, geleneklerin gençlere öğüt vermek veya belirli konuları ele almak için nesilden nesile anlatılan hikayelerle aktarıldığı eski uygarlıklara kadar uzanır. İlk atasözleri muhtemelen temel hayat derslerini ve ahlaki değerleri kısa ve öz bir şekilde aktarma ihtiyacından doğmuştur. Örneğin İncil, aileden aşka ve savaşa kadar uzanan eski atasözleriyle doludur. Eski Ahit Özdeyişler Kitabı (Book of Proverbs) başından sonuna kadar okuyuculara pratik tavsiyeler ve etik öğretiler sunmak için atasözleriyle doludur.

Atasözlerinin kökeni farklı dönemlere kadar uzanmaktadır; insanlar her zaman bilgeliği aramış ve dünyaya dair öğretilerini ve değerlerini konuşma diline ve yazıya aktarmanın bir yolunu bulmuşlardır. Aşağıda atasözlerinin farklı çağlardan günümüze kadar kullanımını inceledik.

Ortaçağ zamanları

Özellikle Orta Çağ Avrupa’sında toplumlar ve medeniyetler gibi atasözlerinin kullanımı da gelişti. O zamanlar edebiyat bilgisi bir ayrıcalık olarak görülüyordu ve atasözlerinin kullanımı kişinin bilgelik düzeyini gösteriyordu. Bu dönemde atasözleri günlük konuşmaların ayrılmaz bir parçası haline gelerek dönemin kültürel ve toplumsal değerlerini yansıtmaya başlamıştır. Bu döneme ait atasözlerinin çoğu zamanın testinden geçmiş ve insanlar tarafından yüzyıllar boyunca aktarılmıştır.

Shakespeare etkisi

Shakespeare’in mirası, gelişen edebi ve sanatsal başarıları nedeniyle Rönesans’ta hüküm sürdü. William Shakespeare eserleri aracılığıyla eskimeyen atasözleri geliştirerek İngilizceye önemli katkılarda bulunmuştur. Oyunları, "her parlayan altın değildir" (all that glitters is not gold) ve "sözün kısası makbuldür" (brevity is the soul of wit) gibi meşhur ifadeler açısından zengindir ve akademik çalışmalara konu olarak İngilizce dilbilgisi içinde yerini almıştır.

Kültürel çeşitlilik

İngilizce dili dünyanın her yerine ulaşmış durumdadır. Bu yönüyle Afrika, Asya ve Kızılderili gelenekleri gibi farklı bölgelerden gelen atasözleri İngiliz dilinin bir parçası haline gelerek farklı kültürlerin anlaşılmasını ve takdir edilmesini teşvik etmiştir. Bu çeşitlilik, İngiliz dilinin bilgeliği iletmenin yaratıcı yollarını bulma konusunda evrenselliğini ve uyumunu gösterir.

Atasözlerinin İngiliz dili açısından önemi

Bir atasözünün önemi, dinleyiciye ortak bir gerçeği veya görüşü ifade etmenin basit ve kısa bir yolu olan tanımında görülebilir. Eski zamanlardan beri atasözleri, bilgeliği ve ahlakı kuşaktan kuşağa öncelikle öykülerle ve şarkılarla sonra da konuşmalarla aktarmıştır. Atasözleri, konusu ne olursa olsun, bir topluluğun değer sistemini aktarma ve ifadelere derinlik kazandırma aracıdır. Aşkla ilgili deyimler söz konusu olduğunda atasözlerinin önemi ve anlamı farklı bir boyut kazanır.

Aşk ile ilgili atasözleri

Aşkta eylemler kelimelerden çok daha önemli olsa da söylediklerinizin gücünü asla küçümsememelisiniz. Basit cümleler bile duygularınızın ağırlığını okuyuculara ve dinleyicilere taşıyabilir. Öyleyse, kalbinize en yakın olanları etkilemek için neden aşk ve duygularla ilgili birkaç atasözünü denemiyorsunuz? İngilizcedeki bu kalbe dokunan atasözleri, koşulsuz sevgiden kendine değer vermeye kadar geniş bir yelpazeye sahiptir.

Koşulsuz sevgi

Love knows no bounds

Anlamı: Aşkın önünde hiçkimse ve hiçbir şey duramaz. Sevgi her engeli aşar.

Amy and Felix’s story reminded the audience that love knows no bounds.
Amy ve Felix’in hikayesi izleyicilere aşkın sınır tanımadığını hatırlattı.

Love conquers all

Anlamı: Aşk tüm zorlukları aşar ve en büyük güçtür.

Several love stories tell of how love conquers all.
Birçok aşk hikayesi, aşkın her şeyden üstün olduğunu anlatır.

Love is blind

Anlamı: Seven kişi sevdiği kişinin hata ve kusurlarını görmez ve onu asla suçlamaz.

She saw no fault in his ways; you can say love is blind.
Onun yaptığı hataları göremiyordu; ne demişler aşkın gözü kördür.

Love is patient, love is kind

Anlamı: Bu atasözü genellikle İncil’deki ayetlerle ilişkilendirilir (1 Korintliler 13:4-7) ve sevgideki nezaketi gösterir.

She taught her students to tolerate one another, saying, “Love is patient, love is kind.”
O “Sevgi sabır ve nezaket gerektirir” diyerek öğrencilerine birbirlerini hoşgörmelerini öğretti.

Love is a two-way street

Anlamı: İki yönlü bir cadde geliş ve gidişi ifade eder. Burada kastedilen iki tarafın da karşılıklı olarak birbirlerine gereken sevgiyi göstermeleri gerektiğidir.

Şefkat ve sevgi

Actions speak louder than words

Anlamı: Duygularınızı asıl gösteren şey söylediklerinizden ziyade yaptıklarınız yani jest ve mimiklerinizdir.

You may tell them you love them, but actions speak louder than words.
Onlara sevdiğini söyleyebilirsin ama yaptıkların söylediklerinden daha önemlidir.

A hug is worth a thousand words

Anlamı: Sevgiyi fiziksel olarak ifade etmek, kelimelerin anlatamayacağı kadar derin duygular uyandırır

She was hurting; a hug is worth a thousand words in that situation.
Canı yanıyordu; sarılmak binlerce kelimeye bedeldir (ona sarılarak sevgini göster)

Love makes the world go-’round, but affection makes it worthwhile

Anlamı: Aşk önemlidir ama sevgi ifadeleri ve eylemleri hayatınızı güzelleştirir.

A kind word warms the heart

Anlamı: Hoş sözler herkese iyi gelir ve herkesin hayatını güzelleştirir.

Kim tells her kids to be nice because a kind word warms the heart.
Kim, çocuklarına nazik olmalarını öğütler çünkü hoş bir söz kalpleri ısıtır.

Love is not just looking at each other; it’s looking in the same direction

Anlamı: Aşk, hayat yolculuğunda hedefleri paylaşmayı, birbirini anlamayı ve desteklemeyi gerektirir.

John’s father taught him love is not just looking at each other. It’s looking in the same direction.
John’un babası ona aşkın birbirine bakmaktan ziyade aynı yöne bakmak olduğunu öğretti.

The way to a man’s heart is through his stomach

Anlamı: İyi yemek yapmak bir erkeğin kalbini feth etmenin en garanti yoludur.

She decided to cook his favorite meal, remembering the old saying that the way to a man’s heart is through his stomach.
Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer atasözünü hatırlayarak ona en sevdiği yapmaya karar verdi.

Akrabalık sevgisi

Blood is thicker than water

Anlamı: Aile ilişkileri ve bağları arkadaşlık bağlarından ve diğer insanlarla kurulan bağlardan daha önemlidir.

No matter what happens, always remember that blood is thicker than water.
Ne olursa olsun, unutma et tırnaktan ayrılmaz.

Home is where the heart is

Anlamı: Kendinizi en rahat hissettiğiniz yer en rahat ettiğiniz yerdir.

Faith may travel far and wide, but she knows home is where the heart is.
Faith çok seyahat etse de en sevdiği yerin en rahat ettiği yer olduğunun farkında.

A family that prays together stays together

Anlamı: Birlikte yapılan şeyler ve ortak değerler aileyi bir arada tutar.

Family is not an important thing; it’s everything

Anlamı: Ailenin önemi, kişinin varlığının temeli olması nedeniyle yaşamın diğer yönlerinin üzerindedir.

The apple doesn’t fall far from the tree

Bu atasözü çocukların kişilik ve fiziki özelliklerini ebeveynlerinden aldıklarını anlatmak için kullanılır.

James vouched for Mary’s character, saying the apple doesn’t fall far from the tree.
James “armut dibine düşer” diyerek Mary’nin kişiliğine kefil oldu.

Kayıp aşklar (Lost love)

It is better to have loved and lost than never to have loved at all

Anlamı: Sevdiğinizi kaybetmek korkutucu olabilir ama aşkı tatmak paha biçilmezdir.

Heartbroken but relieved, he said it is better to have loved and lost than never to have loved.
Kalbi kırık ama rahatlamış bir halde, hiç sevmemektense sevip kaybetmenin daha iyi olduğunu söyledi.

Out of sight, out of mind

Anlamı: Sevdiğiniz kişiler uzakta olduğunda zaman geçtikçe onları unutma ihtimaliniz vardır.

They may have had something, but out of sight, out of mind.
Bir şeyler yaşamış olsalar da gözden ırak olan gönülden de ırak olur.

Absence makes the heart grow fonder

Anlamı: Sevdiğiniz birinden ayrı olmak aranızdaki sevgi bağlarının güçlenmesine neden olabilir.

Their long-distance relationship proved that absence makes the heart grow fonder.
Aralarındaki mesafe gösterdi ki ayrılık sevgiyi artırıyor.

You can’t lose what you never had

Anlamı: Bazen kaybettiğinizi düşündüğünüz şey gerçekte hiçbir zaman sizin olmamıştır.

Love is like a quicksilver in the hand. Leave the fingers open, and it stays. Clutch it, and it darts away

Anlamı: Aşkı zorla elinizde tutmak istemeniz ve sevdiğinizi kontrol etme çabanız onu kaybetmenize neden olabilir.

All’s fair in love and war

Anlamı: Savaşta ve aşkta kazanmak için bazı hileler kabul edilebilir.

Kendi kendini sevmek

Be true to yourself

Anlamı: Kişinin kendisine karşı dürüst olması iç huzuru için çok önemlidir.

You can’t pour from an empty cup

Anlamı: Kendini sevmiyorsan başkalarını hiç sevemezsin.

Your value doesn’t decrease based on someone’s inability to see your worth

Anlamı: Öz değerinizi başkalarının sizin hakkınızdaki düşünceleri değil sizin kendi hakkınızdaki fikirleriniz belirler.

Put yourself at the top of your to-do list every single day

Anlamı: En önemli olan sizsiniz. Kişisel bakımınıza ve öz sevginize öncelik verin çünkü mutlu bir hayat sürmek için bu çok önemlidir.

You are your best thing

Anlamı: Kendi değerinizin ve gücünüzün farkında olmak sahip olabileceğiniz en büyük avantajdır.

Sonuç

İngilizcedeki atasözlerinin geçmişi, bilgeliğin ve bilginin kalıcı gücünün bir kanıtıdır. Antik sözlü geleneklerden dijital çağa kadar, İngilizce’deki bu yüreklere dokunan atasözleri, zaman ve medeniyet testinden geçerek dilsel ve kültürel gelişimde derin bir iz bırakmıştır.

Günlük konuşmalardaki atasözleri İngiliz dilinin önemli bir parçası haline gelmiştir ve tarihi, özlü bilgeliğin kalıcı gücünün bir kanıtıdır. Aşk ve sevgi ile ilgili bu İngilizce atasözlerini kullanmak, iletişimi daha verimli ve anlaşılır hale getirerek genel dilbilgisi yapısını geliştirmiştir. Atasözleri tarihte olduğu gibi gelecekte de var olacaktır. Bu yüzden sevdiklerinize duygularınızı atasözlerini kullanarak ifade etmek için bolca zamanınız olduğunu söyleyebiliriz.

İngilizceDeyimler ve ifadeler