tr
  • Öğretmen ol
  • Bir öğretmen bul

İngilizcenin karşılaştırmalar konusunu öğrenmek zor olabilir. Karşılaştırmalar bazen kelimenin yapısı değiştirilerek ve bazen de “more” (daha çok) veya “less” (daha az) kelimeleri eklenerek yapılır. Ancak fun kelimesi kendi başına bir isim olduğu için “more” veya “less” kelimeleriyle her zaman kullanılabilir.

Örnek:

I expected the game night to be more fun than that.
Funny kelimesi sıfat olduğundan biraz daha akıcı olabilir. Gelin bir bakalım.

Başka şeylerle kıyaslamak

Peki, funnier bir kelime midir? Kısaca, evet.

İki ayrı varlıktan bahsederken funnier kelimesini kullanırız. “Funnier” kelimesi, “funny” kelimesinin karşılaştırmalı halidir. Örneğin, açık mikrofon stand-up gösterisinden çıkarken arkadaşınıza, “The first comedian was definitely funnier than the second.” (İlk komedyen kesinlikle ikincisinden daha komikti.) diyebilirsiniz. Ya da arkadaşça bir yarışmada şu sözlerle karşılık verebilirsiniz: “My joke was funnier than yours!” (Benim şakam seninkinden daha komikti!)

Madalyonun diğer tarafında ise komik olmayan veya diğer şeylerle kıyaslandığında daha az komik olan durumlar var. Mesela, “The second comedian was not as funny as the first.” (İkinci komedyen birincisi kadar komik değildi.) veya “Your joke was less funny than mine.” (Senin şakan benimkinden daha az komikti.) diyebilirsiniz.

More funny terimi başlı başına biraz uygunsuzdur ve bu nedenle genellikle tercih edilmez. “Funnier” kelimesinin ise kendiliğinden karşılaştırmalı bir yönü vardır ve dilde akıcıdır.

Kendisiyle kıyaslamak

Karşılaştırma daha belirsiz veya içsel olduğunda “more” ve “less” daha belirgin bir şekilde devreye girer. Diyelim ki kısmen komik bulduğunuz bir film izlediniz; “It was more or less funny” (Az çok komikti) veya “It was more funny than not” (Genel olarak komikti) diyebilirsiniz. Bu cümlelerle dinleyiciye filmin belirli bir dereceye kadar komik olduğunu ancak gördüğünüz en komik şey olmadığını belirtirsiniz.

“Funnier” kullanımına örnekler:

The Dreamers (2003)
Marley & Me (2008)
Something Borrowed (2011)
İngilizceHangisi doğru?