Okullar Açılırken Kullanabileceğiniz Okul Deyimleri ve Kalıpları
Okul ve eğitim ile ilgili yüzlerce deyim, atasözü ve kalıp arasından günümüzde en sık kullanılan 12 tanesini sizin için seçtik.
Eylül ayında günler kısalıp yapraklar yavaşça renk değiştirirken okul zili de bir kez daha çalmaya başlıyor. Okula dönüş sezonu; yeni arkadaşlıkları, yeni heyecanları ve eğlenceli kırtasiye alışverişini de beraberinde getiriyor. İster okul için isterse de mezuniyet sonrasında ya da iş hayatında İngilizce öğreniyor olun, deyimler dil becerilerinizi oldukça geliştirecektir.
Okul ve eğitim ile ilgili yüzlerce deyim, atasözü ve kalıp arasından günümüzde en sık kullanılan 12 tanesini sizin için seçtik. İşte her birinin anlamı ve daha kolay anlamanıza yardımcı olacak örnekler…
Okul ve eğitim ile ilgili en sık kullanılan deyimler
1. Learn something by heart
Anadili İngilizce olanlar bu deyimi ezberlemek söz konusu olduğunda kullanırlar. Tam çevirisi kalpten öğrenmek olsa da tam Türkçe karşılığı ezberlemektir.
The teacher told us to learn this long poem by heart.
Öğretmenimiz bu uzun şiiri ezberlememizi söyledi.
2. Put your thinking cap on
Öğrenme ile ilgili bu deyimde anlatılmak istenen bir şeyler üzerine iyice ve detaylı düşünmektir. Genellikle çözülmek istenen bir sorun karşısında kullanılır.
The whole team should put their thinking cap on and try to figure out how to beat the competition.
Tüm takım şapkasını önüne koymalı ve mücadeleyi nasıl kazanacağımıza kafa yormalı.
3. Tell tales out of school
Birileri size: “You are telling out of school” diyorsa dedikodu yaptığınızı ya da sırları ifşa ettiğinizi söylüyordur ve neticesinde birilerinin zarar görme ihtimali söz konusudur.
You should stop telling tales out of school about Erin if you want to keep her.
Eğer Erin’i kaybetmek istemiyorsan onun hakkında dedikodu yapmayı (ya da onun sırlarını ifşa etmeyi) bırakmalısın.
4. Draw a blank
Bir şeyleri hatırlayamadığınızda bu deyimi kullanabilirsiniz. Bu deyim genellikle birileri size bir şey sorduğunda ve siz de cevabı hatırlayamadığınızda kullanılır.
I’m sure I have seen him before. I just can’t remember where. I’m drawing a blank.
Onu daha önce gördüğüme eminim. Sadece nerede gördüğümü hatırlayamıyorum. Hatırlayamıyorum.
5. Rack one’s brain
Birileri “racking my brain” diyorsa bu o kişinin bir şeyleri hatırlamaya çalıştığı ya da o konu üzerinde kafa yorduğu anlamına gelir.
She was racking her brain all day trying to think about how to write a good augmentative essay.
Bütün gün iyi bir destekleyici makale yazmanın yollarını bulmak için kafa yordu.
6. Copycat
Bu kısa deyim, karşısındaki kişinin mimiklerini ya da davranışlarını taklit eden kişiler için kullanılır. Olumsuz bir anlam barındırır.
Robert is such a copycat—he always copies my homework.
Robert tam bir kopyacı-her zaman benim ödevlerimi kopyalar.
7. Crack a book
Eğer birileri size “you should crack a book” diyorsa, kitabınızın kapağını açıp çalışmaya başlamanız gerektiğini söylüyordur. Ancak bu deyim daha çok olumsuzluk ekiyle birlikte kullanılır.
Although he never cracked a book, he still managed to become a successful businessman.
Kitabın kapağını bile açmadı ama başarılı bir işadamı olmayı başardı.
8. Brainstorm
Bu, bir grup insanın belirli bir konu hakkında fikir üretmesi beklendiğinde kullanılan çok popüler bir deyimdir. Sınıflarda, ofislerde ve insanların yeni fikirler düşünmesi ve sorunları çözmesi beklenen diğer yerlerde kullanılır.
Let’s brainstorm ideas for the next science experiment.
Hadi fen deneyi için beyin fırtınası yapalım.
9. You can’t teach an old dog new tricks
Bu deyim öğrenme ile ilgili olsa da okulda pek duyamazsınız. İnsanlar bu deyimi bir yöntemi kullanmaya alışmış kişilerin diğer yöntemlere ilgi göstermeyeceğini ve işini aynı şekilde yapmaya devam edeceğini anlatmak için kullanır. Türkçedeki huylu huyundan vazgeçmez deyimi ile benzerdir.
I’ve been teaching my grandma to use the computer for a whole month, but you can’t teach an old dog new tricks.
Büyükanneme tam bir aydır bilgisayar kullanmayı öğretiyorum fakat gördümki eski köye yeni adet getiremiyorsun.
10. Pass with flying colors
Bu deyim, birinin bir şeyi çok iyi yaptığını, örneğin bir sınavı geçtiğini söylemek istediğinizde kullanılır. Bir okul deyimi olarak kabul edilse de, her yerde duyabilirsiniz.
Congratulations, Tom! You’ve passed the final exam with flying colors.
Tebrikler Tom! Final sınavından çok yüksek bir not aldın.
11. Bookworm
Adı üzerinde bu deyim kitap okumayı çok seven kişileri anlatmak için kullanılır.
Wow, you have a huge collection of books. I didn’t know you were a bookworm.
İnanılmaz, büyük bir kitap koleksiyonun var. Bir kitap kurdu olduğunu bilmiyordum.
12. Class clown
Bu deyimi derslerine özen göstermeyen bunun yerine sınıfın dikkatini dağıtan, eşek şakası yapma ve herkesin dikkatini çekme peşinde olan bir öğrenciyi tanımlamak için kullanabilirsiniz.
You’re such a class clown, Sam. All you do is make your classmates laugh and interrupt your teacher.
Sam tam bir sınıf soytarısısın. Tek yaptığın sınıf arkadaşlarını güldürmek ve öğretmenin dersini bölmek.
Okul ve eğitim ile ilgili deyimler nasıl öğrenilir?
Deyimleri öğrenmek zor olabilir çünkü genellikle kelimesi kelimesine çevrildiğinde mantıklı olmazlar. Bunları doğal bir şekilde kullanmak için bağlam içinde konuşma pratiği yapmak gerekir. Bunu yapmanın en iyi yollarından biri, ana dili İngilizce olan kişilerle veya anlamları ve kullanımı konusunda size rehberlik edebilecek yetenekli bir öğretmenle sohbet etmektir.